Murat Dağı katledilmek üzere

Yaşam Yayın: 05 Eylül 2019 - Perşembe - Güncelleme: 05.09.2019 16:20:04
Editör -
Okuma Süresi: 6 dk.
2043 okunma
Google News

  MHP Kütahya Milletvekili Ahmet Erbaş  Murat Dağı hakkında basın açıklamasında bulundu.

Erbaş ,  şu yazılı basın açıklamasında bulundu  "Kıymetli  Kütahyalı Hemşehrişerim; Basınımızın değerli mensupları; Gediz sınırlarımızda bulunan Murat Dağı altın madeni çalışmaları nedeniyle, katledilmek üzeredir.

Bu konu ile ilgili daha pek çok mecrada fikirlerimi beyan ettim, Türkiye büyük millet meclisi genel kurulunda defalarca bu yanlıştan dönülmesi gerektiğini anlattım, Murat Dağı ile ilgili yazılı soru önergeleri hazırladım,Sosyal medya hesaplarımda bu konuya dikkat çektim, Bakanlık düzeyinde görüşmeler yaptım ve şimdi de siz kıymetli basın mensuplarımızın karşısındayım.

Murat Dağı'nda açılması düşünülen bu tesisin araştırma safhasında ana başlıklar itibariyle; bölgedeki su kaynakları,  kış turizmi açısından önem arz eden murat dağı termal kayak merkezi, sahadaki madencilik faaliyeti sırasında yapılacak patlatmalar nedeniyle termal kaynakların kaybolması, deprem bölgesinde bulunmamız sebebiyle zaman içerisinde oluşacak çatlaklardan sızmaların olabileceği,

bu bölgenin göçer ve yörüklerin konaklama ve mera alanları içinde olduğu,  doğada nadir bulunan kuşların bu bölgede yaşadığı, yine bu bölgenin endemik bitkilerin varlığının son bulabileceği, hususlarında vatandaşlarımızın kaygıları bulunmaktadır.

1. Derece deprem bölgesinde yer alan gediz havzası'na altın madeni izninin, 2 milyon ağacın kesilmesine neden olacağına ve içme sularını, yer altı sularını yok edeceğine dair oluşan kaygı haklı bir kaygıdır.

Doğanın kanunudur; bir şeyi yoktan var edemyiz,varken de yok edemeyiz.ama katledebiliriz.

Bu bölgeyi birileri rant elde edecek diye mahvetmeyelim diye söylemekten dilimizde tüy bitti. Bu işe olur veren çed raporunu kim hazırladıysa kim onay verdiyse derhal soruşturma açılmasını sayın bakanımızdan rica ettim.

Bu hassas konuya dikkatinizi çekmek için ne yapılması gerekiyorsa onu mutlaka yapacağımı bir kez daha ilan ediyorum.

Ege'nin ikinci yüksek dağı olan Murat Dağı, Anadolu'nun en önemli su kaynaklarından biri. Murat Dağı için siyanürden çok daha tehlikeli olan şey madenciliğin fıtratında olan dinamitle patlatmalardır. Bakın burası, dağın kapladığı alan 1. Derece deprem bölgesi. Kırık fay hatlarından oluşuyor. Deprem harekete geçti, ülkemiz deprem bölgesi zaten, İzmir’de, Ankara’da depremler oluyor, Marmara’da, Ege’de uzmanlar büyük depremler bekliyor.

Bizler göz göre kendimizi, doğamızı, doğal kaynaklarımızı yok edilmesine müsaade mi edeceğiz?

Uzman raporlarına göre patlatmaların yaratacağı depremlerle bölgenin deprem haritası değişecek. Altın ve gümüş yerin 460 metre altından başlıyormuş. Bu madenlerin rezervlerini çıkarmak için yine aldığımız teknik bilgilere göre 1 kilometre derine kadar inmek zorundalar.

Elimizi vicdanımıza koyalım, yüzlerce metrekare alanda bunun yaşandığını düşünelim,  binlerce dinamit ve sıralı patlatma ile yeraltı su yatakları yok edilecek.

Murat Dağı’nı Anadolu’nun en zengin su kaynak merkezlerinden birisi olmasını sağlayan unsurlar teker teker yok olacak.

Buranın iklimini dizayn eden, buralara bulutları çeken, yağmurun yağmasını sağlayan bitki örtüsü, ağaçlar kesiliyor, kesilecek.

Doğayla oyun olmaz,doğayı evcilleştiremezsiniz.

Güneşin doğuşunu, batışını, depremi, yağmuru, kışın gelişini, yazın gidişini engelleyemezsiniz, doğayı bize göre değil, insana göre değil, biz kendimizi doğaya göre şekillendirmek zorundayız.

Doğa bunun intikamını bizlerden mutlaka alacaktır.Zengin su kaynaklarımızın biriktiği yer altı yatakları insan eliyle, bir şirket eliyle mahvedilecek,yüzlerce hektarlık alanın doğası değişecek,

dağın yüksekliği bitirilecek 6 milyon metrekarelik alanda hiçbir şekilde ağaç ve canlı varlığından söz edilemeyecek,

1 milyon ton siyanürlü toprak, maden çalışmaları sırasında açılan 25 kilometre karelik alandaki çukurla beraber kütahya ve uşak’a miras kalacak, yazık günah değil mi ya? bizim gelecek nesillere bırakacağımız bu mu olacak?

Toprağa düşecek ve üretimi yıllarca etkileyecek siyanür, sadece bir nesli değil birçok nesli doğuştan veya yaşamları boyunca doğrudan etkileyecek.

Yıllarca Karadeniz’de Çernobil faciasının etkilerini yaşamadık mı?

Diğer bölgelerimize göre Karadeniz insanımızda kanser vakaları daha sık görülmedi mi? Canlar toprağa verilmedi mi? Sizlerin buradan rant elde eceksiniz diye bizim gelecek nesillerimize bunları yaşatmaya ne hakkınız var?

Gediz ırmağı, Büyük Menderes ırmağı, Küçük Menderes ırmağı, Sakarya ırmağı, Susurluk çayı vb. pek çok su kaynağımız Murat Dağı’ndan kaynağını alıyor.

Bu maden çalışmalarından sonra ege bölgesi’nde yüksek miktarda siyanür sızıntısına bağlı hava, su ve toprak kirliliği oluşacak.

Bu kirliliğe bağlı olarak başta kanser olmak üzere sağlık problemleri baş gösterecek, yazıktır, günahtır.

Gediz ovası, Büyük Menderes Ovası, Salihli Ovası, Sakarya Ovası, Menemen Ovası, Küçük Menderes ovası, Aydın ovası, Çivril ovası, Buldan ovası ve buna benzer birçok ova kirlilikle boğuşarak yok olmaya başlayacak ve gıda güvenliğimiz tehlikeye girecek, bu anlattıklarımız masal değil arkadaşlar, bugün değil bir ay sonra değil yıllar sürecek, etkilerine yıllar sonra şahit olacağımız olumsuzluklar bunlar.

tüm bu olumsuz gelişmelere bağlı olarak 15 milyondan fazla insanın sağlığı tehlikeye girecek.

Bu ölümcül projeden bir an önce vaz geçilmelidir.

Bütün Kütahyalı hemşehrilerimden bu konuya karşı durmalarını rica ediyorum.

Bu duygu ve düşüncelerle hepinizi saygı ve sevgi ile selamlıyorum."

 

 

#
Yorumlar (0)
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.