ORGAN BAĞIŞI’NDA NEREDEYİZ?

ORGAN BAĞIŞI’NDA NEREDEYİZ?

Sağlık Yayın: 06 Kasım 2015 - Cuma - Güncelleme: 06.11.2015 10:10:03
Editör -
Okuma Süresi: 10 dk.
3866 okunma
Google News


 

ORGAN BAĞIŞI’NDA NEREDEYİZ?

Ak Parti Kütahya Milletvekili Prof. Dr. Vural Kavuncu organ nakli konusunda yazılı bir açıklamada bulundu.

Kavuncu yaptığı açıklamada şunlara değindi;

"Her şeye kadir olan Yüce Yaradan kuşkusuz her canlıyı da mükemmel ve benzersiz bir şekilde yaratmış. Aklımızın sınırlarını zorlayan nice buluşlara tanıklık ettiğimiz bu bilim ve teknoloji çağında henüz organlarımızın, uzuv ve dokularımızın yapay bir şekilde imal edilmesi mümkün olamıyor. Bir yandan da tıp sanatkarları hemen her organ ve dokuyu bir bedenden başka bir bedene nakletme becerilerini gösteriyorlar. Tıp eğitimi aldığım yıllarda sadece bilim kurgu filmlerinde gördüğümüz yüz nakilleri geçtiğimiz yıllarda ülkemizdeki cerrahlar tarafından hayata geçirildi. Bütün bunlara rağmen organ ihtiyacı olan alıcılar ile vericilerin buluşturulması noktasında hala önemli sorunlar var. Kendimizi diyaliz merkezlerinde cihaza bağımlı bir hasta, kan kanseri olan çocuğu için uygun ilik bekleyen bir anne, görmeyen gözü için kornea bekleyen bir vatandaş yerine koyabilsek bu sorunları bir an önce aşmak için niye bu kadar çok çaba göstermemiz gerektiğini daha iyi anlarız. Din adamlarımızın söylediği gibi bir kişinin yaşamı boyunca, hatta vefatından sonra verebileceği en büyük sadaka bedeninden bir parça olsa gerek.    
            Sağlık Bakanlığı verilerine göre ülkemizde yaklaşık 25 bin hasta organ bekliyor. Bunlardan 22 bin hasta böbrek, 2.200 hasta karaciğer, 620 hasta kalp, 265 hasta pankreas, 50 hasta akciğer, 4 hasta kalp kapakçığı, 5 hasta da ince barsak ihtiyacı olan hastalar. Buna karşılık geçtiğimiz sene ihtiyacın sadece % 17 si karşılanmış ve 4263 hastada nakil gerçekleştirilmiş. Organ naklinde iki verici kaynağı var; organ ve dokular canlıdan alınabiliyor ya da ölü beden (kadavra) dan elde edilebiliyor. Ölü bedenden nakil için beyin ölümünün gerçeklemiş ancak organların bozulmamış olması gerekli. Hastanelerde 2002 yılında sadece 148 beyin ölümü tanısı konulmuşken 2014 yılında 1816 beyin ölümü rapor edilmiş. Gelişmiş ülkelerde kadavra vericiden nakil oranı her milyon nüfusta 25 civarı iken bu oran ülkemizde milyonda 5,5 civarında. Diğer taraftan organ bağışı için açılan merkezler ve yapılan kampanyalarla organ bağışçısı sayısı 150 bin kişiye ulaşmış. Bu sayı henüz yeterli değil. Organ bağışı 2 tanık eşliğinde, hangi organların bağışlandığı belirtilerek yazılı ve imzalı bir belge haline getiriliyor. Yasaya göre bu belgesi olanların vefatlarından sonra organları doğrudan alınabiliyor. Ancak etik değerler ve toplum hassasiyetleri göz önünde tutularak pratik uygulamada hasta yakınlarından da onayları aranıyor.  Beyin ölümü gerçekleşmiş olanlarda ise kişinin organ bağışı olmasa bile yakınlarının rızası ile organlar alınabiliyor. Ülkemizde bu aşamada önemli sorunlarla karşılaşılıyor. Bakanlık verilerine göre sağlığında organlarını kendi rızasıyla bağışlamış olanların yaklaşık % 75’inde yakınları izin vermediği için organ alımı gerçekleşemiyor. Yani zaten az olan organ bağışçılarının çoğunluğunda aile bireylerinin itirazı nedeni ile bu bağış boşa gidiyor. Böbrek, karaciğer ve kemik iliği gibi canlılardan yapılan nakillerde ise Avrupa’dan daha öndeyiz. Ancak kadavradan nakil oranları için durum tam tersi bir düzeydedir. Canlıdan organ nakilleri bütün organ türleri için mümkün olamadığı için tedavisi yalnızca kadavradan organ nakli ile mümkün olan hastalarımız kadavra bağış oranlarının düşüklüğü dolayısıyla maalesef uzun süreler boyunca pençesine düştükleri hastalık ile mücadele ederek hayatlarını sürdürmek zorunda kalmaktadırlar. Bu bağlamda bağışçı sayısının arttırılmasına paralel olarak kadavradan bağış oranlarının arttırılması için bilinç düzeyinin artırılması gerekmektedir. 
Hastanın kendi akrabalarından organ almasında bir engel bulunmuyor ancak organ ticaretini engelleme açısından akrabalık ilişkisi olmayanlarda il etik kurulu tarafından bir onay olması gerekiyor.  Kemik iliği hariç olmak üzere organlar diğer ülkelerden alınamıyor, gönderilemiyor. 
Türkiye’de kemik iliği nakli tedavisi bekleyen hastalar için bir Ulusal Kemik İliği Bankası oluşturmak amacıyla TÜRKÖK (Türkiye Kök Hücre Koordinasyon Merkezi) hayata geçirilmiştir.  Sağlık Bakanlığı ülkede organ/doku ihtiyacı olan tüm hastaları bir veri tabanında kaydediyor. Diğer taraftan gönüllü vericileri topluyor, laboratuvar verileri için bir bilgi bankası oluşturuyor. Yoğun bakımlarda yatan hastaların sağlık durumları da takip ediliyor, beyin ölümü gerçekleşen hastaların bilgileri 24 saat esaslı olmak üzere anında yetkililere ulaştırılıyor. Eşleştirme denilen işlemde bilgisayar yardım ile bulunan organ ile bekleyen alıcılar arasında en yüksek uyum olanlar seçiliyor. Alıcının yaşı, organ bekleme süreleri gibi ölçütlere göre bir puanlama yapılarak en uygun alıcı tespit ediliyor. Organ bekleyen hastalara günün herhangi bir saatinde müjdeli haber ulaşabiliyor, arkasından hızla organ iletiliyor ve nakil ameliyatı gerçekleşiyor.  
Ülkemizde 2014 yılı sonu itibariyle 3327 kemik iliği nakli gerçekleştirilmiş durumda. Bekleyen hasta sayısıysa 527’si çocuk olmak üzere 816. Ülke¬mizde akraba dışı nakillerde gönüllü verici bulmak maalesef sıkıntılı bir süreç. Bu amaçla, halen ülkemizde İstanbul Üniversitesi İstanbul Tıp Fakülte-si’ne ve Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi’ne bağlı olarak kurulan iki banka aracılığı ile kemik iliği bankası hizmetleri yürütülme¬kte. Ancak gönüllü verici sayıları yeterli olmadığından ve ayrıca gönüllü olup bağış yapmak isteyenlerden doku grubu testi için 300-400TL talep edildiğinden sistem daha çok yurt dışından kemik iliği getirilmek üzere işliyor. Ancak bunun da hasta başı maliyeti ortalama 35 bin Euro civarındadır. 
TÜRKÖK Projesi kapsamında T.C. Sağlık Bakan¬lığı ile Türk Kızılay’ı arasında işbirliği protokolü imzalanarak gönüllü verici sağlanması konusunda Kızılay’ın geçmişten gelen deneyimlerinden fayda-lanmak ve bu bankaya kısa sürede yüksek sayıda gönüllü olarak kemik iliği bağışlamak isteyen bağışçı adaylarının bulunması ve böylece kemik iliği gönüllü verici havuzunun oluşturulması hedeflendi ve bir yıl içinde 85 bin gönüllü bağışçı kazanılmış olup 15 hastamıza da eşleşen bağışçılarından nakil gerçekleştirilmiştir. Gönüllü bağışçı havuzu ne kadar geniş olursa bekleyen hastaların nakil olabilme şansı o kadar artmaktadır. TÜRKÖK’ün hedefi  ilk beş yılda 250 bin rakamına ulaşıp kemik iliği nakili bekleyen hastalara ivedilikle umut olmaktır. 
Kemik iliği nakli için yurt dışında ki kemik iliği bankalardan da ilik temin imkanı var. Her ülke ilik için farklı bir fiyat talep ediyor. Almanya’dan 25 bin Euro, Amerika’dan ise 40 bin Euro civarında olan bu ilik ücretleri ülkemizde Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından tamamı ödeniyor. Kendi vatandaşlarımızdan vericileri artırmak için Sağlık. Burada en önemli sorun her bir kök hücre testi için yaklaşık 400 TL maliyet çıkması. Bu nedenle herkesten değil ciddi verici olanlarda bu testin uygulanması gerekiyor. Şu anda Kızılay’ın 400 bine yakın düzenli kan bağışçısına bu durum açıklanıyor ve bağış için onayları talep ediliyor. Nakil için ilik alınacaklardan bir hafta boyunca her gün 3-4 saat cihaza bağlı kök hücre zenginleştirme işlemi yapılması gerekiyor. Bu da bir hafta süre ile iş güç kaybını göze alma anlamına geliyor. Bu iş güç kaybı ile vericinin konaklama ve iaşesini de kapsayacak bir ödeme için bir düzenleme yapılması gerekiyor.
Bütün bu hedeflere ulaşmanın en önemli yolu zorlamalar ve yasalardan ziyade toplumsal bilinç ve farkındalığın artmasıdır. Bu anlamda lise düzeyinde sağlık dersleri müfredatlarında organ bağışı konusunun işlenmesi, din adamlarımız, öğretmenlerimiz, idarecilerimiz, toplumda etkileşimi sağlayan kişiler eğitilmeli ve geniş kitlelere ulaşılabilmelidir. Çok önemli olan diğer bir konu da kamuoyunu negatif etkileşimden korumaktır. İlgi çekmek uğruna zaman zaman görsel ve yazılı basında “organ mafyaları hastanelerde kol geziyor” gibi haberler, sosyal paylaşım sitelerinde tamamı asılsız olan “uyutulup organları alındıktan sonra kendisini sabah küvet içinde bulan kişi” resimleri büyük bir algı oluşturmakta, bir anda pek çok çaba boşuna gitmektedir. Bunlar yerine toplumda sevilen, popüler kişilerin kan bağışı, organ bağışı gibi etkinliklerinin medyada yer alması büyük bir teşvik olmaktadır. Gene organ nakli yapılmış olan hastaların sağlıklı ve mutlu ifadeleri toplumun vicdanına hitap etmektedir.
Ülkemizde organ bağışı ve nakillerin artması hepimizin üzerinde vicdani ve insani bir sorumluluktur. Bunun için herkes üzerine düşeni yapma konusunda azami gayreti göstermelidir. İlik bekleyen yavrularımızın şifası belki de Rabbimin inayeti ile bizim kanımızda bekliyor. O zaman haydi..."

 

 

#
Yorumlar (0)
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.