Terörün her türlüsü lanetlendi

Siyaset Yayın: 06 Ekim 2016 - Perşembe - Güncelleme: 06.10.2016 16:35:32
Editör -
Okuma Süresi: 6 dk.
3401 okunma
Google News

CHP Kütahya İl Başkanlığından bir yazılı basın açıklaması yapıldı


      Cumhuriyet Halk Partisi Kadın Kolları Kütahya İl Başkanı Serpil Gülseven'in yaptığı açıklama şu şekilde;

"Bugün burada 6 Ekim 1990 tarihinde hain bir bombalı saldırı sonucu kaybettiğimiz Doç.Dr. Bahriye Üçok’u anmak üzere toplanmış bulunuyoruz.
 Bahriye Üçok kimdir? Bahriye Üçok 1919’da Ordu’da doğmuş, hayatını akademik ve siyasi çalışmalarla, başarılarla doldurmuş, Halkçı Parti, Sosyal Demokrat Halkçı Parti ve Cumhuriyet Halk Partisi Milletvekilliği yapmış, Cumhuriyet Senatosuna cumhurbaşkanınca kontenjandan seçilmiş bir Türk kadını, bir Atatürk kızı tıpkı kendinden öncekiler ve sonrakiler gibi bir devrim ve demokrasi şehididir.
 Laikliğin savunucusu olan Üçok İslamiyetin yanlış yorumlandığını, oruç tutmanın zorunlu olmadığını, üniversite ve yüksek okullarda kız öğrencilerin türban takmalarının İslam diniyle bir ilgisinin olmadığını, türban ve başörtünün bir takım cemaat ve tarikatların bayrağı gibi kullanıldığını söylüyordu. Kasım 1988’de televizyonda yapılan bir açık oturumda bu düşüncelerini dile getirmiş bundan dolayı da karanlık kafaların, kirli vicdanların hedefi haline gelmiştir.
 Ankara’daki evine gönderilen bombalı paketin patlaması sonucu 26 yıl önce bugün ne yazık ki aramızdan ayrılmış ve çok yazık ki o da faili meçhuller arasına karışmıştır. Her ne kadar suikastı İslami Hareket Örgütü üstlenmişse de fail bulunamamıştır.
 Tıpkı arabasındayken açılan yaylım ateşi sonucu ölen Cumhuriyet Savcısı DOĞAN ÖZ gibi, Hacettepe Üniversitesindeki dersine giderken kurşun yağmuruna tutulan Doç.Dr. BEDRETTİN COMERT gibi, işten dönerken evinin yakınlarında arabasında öldürülen ve ölümündeki sır perdesi bir türlü aralanamayan Milliyet Gazetesi baş yazarı ve genel yayın yönetmeni ABDİ İPEKÇİ gibi, evinin önünde sabah vakti açılan çapraz ateş sonucu öldürülen Türkiye DİSK’in ilk başkanı, Maden-İş genel başkanı ve TİP’in kurucusu KEMAL TÜRKLER gibi, Anayasa Hukuku Profesörü ve ADD’nin kurucusu MUAMMER AKSOY, Hürriyet Gazetesi genel yayın yönetmeni ÇETİN EMEÇ, müftü ve yazar TURAN DURSUN, gazeteci yazar MUSA ANTER, emekli Oramiral ve CHP eski milletvekili KEMAL KAYACAN, Sivas katliamında yakılarak öldürülen ozanlar MUHLİS AKARSU, NESİMİ ÇİMEN, METİN ALTIOK ve daha 34 sanatçı gibi…
 “Herkesin birden kaybettiği bir oyundur terör” diyen sinemacı yazar ONAT KUTLAR gibi, henüz 28 yaşında taze bir fidanken polis işkencesinde can veren basın şehidi METİN GÖKTEPE, terörün güçsüzlerin başvurduğu bir yöntem olduğunu sık sık vurgulayan Prof.Dr. AHMET TANER KIŞLALI, başarılı çalışmalarıyla İslami terör örgütlerinin ipliğini pazara çıkarmak üzere olan Diyarbakır Emniyet Müdürü ALİ GAFFAR OKKAN, Hizbullah, Fethullah Gülen Cemaati ve Alman vakıfları üzerine sayısız araştırma yapan, okunduğunda dudak uçuklatacak bilgiler veren Köstebek adli kitabın yazar Ankara Üniversitesi öğretim üyesi Doç.Dr. NECİP HABLEMİTOĞLU, bilgi sahibi olmadan fikir sahibi olunamaz diyen, cemaatler ve illegal olan her türlü oluşum üzerine araştırma yapan, araştırmalarını öğrendiği gerçekleri korkmadan toplumla paylaşan gazeteci yazar, hukukçu UĞUR MUMCU ve daha niceleri gibi…
 Bu suikastların, cinayetlerin arkasında hep dinci terör örgütlerinin karanlık güçlerin olduğu bilinmekteydi. Cinayetleri üstlenenler oldu ama nedense failler bir türlü yakalanmadıkları için yargılanıp hak ettikleri cezaya da çarptırılamadılar!
Bugün görüş ve düşüncelerimizi korkmadan dile getirebiliyorsak bu insanları örnek aldığımız içindir. Muhakeme yeteneğimizi kullanabiliyor olaylar arasındaki neden sonuç ilişkilerini fark edip gelecekte olacakları öngörebiliyorsak onların yazılarını, eserlerini okuyup aydınlandığımız içindir. Onlara kıyanların masun bir dini topluluk olmayıp cani bir terör örgütü olduğunu on yıllar önce söylemişlerse öngörülü ve ileri görüşlü oldukları içindir.
 Biz FETÖ gibi cemaatlerin, tarikatların demokratik, laik, çağdaş Türkiye’yi yıkmayı amaçlayan Atatürk devrim ve ilkelerine düşman terör örgütleri olduğunu o zaman da biliyor dile getiriyorduk. –ki bu insanların hemen hemen hepsinin öldürülme nedeni budur- bugün de aynı şeyi söylüyoruz. Son dönemde yaşananlar ne kadar haklı olduğumuzu yadsınamaz biçimde göstermiştir. Bir zamanlar yalnızca sosyal demokrat görüşteki insanları, Atatürkçüleri sokan yılan bugün çıkar çatışması ve benzer nedenlerle kendileri gibi düşünen karanlık kafaları da sokmaya başlamış, bunların terör örgütü olduğunu 30 yıl sonra ancak anlayabilmişlerdir. Zulme, haksızlığa, hukuksuzluğa göz yumulduğunda bunların bir gün göz yumanı da hedef alacağı yaşanan tecrübelerle de sabit olan bir gerçektir.
 Karanlığı aydınlatmak uğruna geleceklerini, yaşamlarını, canlarını hiçe sayan aydınlanma şehitlerimiz!
 Bu toplum, bu ülke size çok şey borçlu. Ben yanmazsam, sen yanmazsan, biz yanmazsak nasıl çıkar karanlıklar aydınlığa, dediniz karanlığın kurbanı oldunuz. Siz yandınız şimdi sıra bizde belki biz de yanacağız ama karanlıklar mutlaka ve mutlaka aydınlanacak. Işıklar içinde uyuyun."

        
 

#
Yorumlar (0)
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.