Ahmet Uluçay Sevdası Buralara Getirdi

Gündem Yayın: 31 Temmuz 2021 - Cumartesi - Güncelleme: 31.07.2021 15:56:28
Editör -
Okuma Süresi: 4 dk.
2323 okunma
Google News

"Her şey Anadolu’nun kendi halinde bir kasabasına, Ahmet Uluçay’ın okuduğu ilkokula “gezici sinema”nın gelmesiyle başladı. Gördüklerinin büyüsüne kapılmıştı bir kere Uluçay, yıllardır hayalini kurduğu resimler kımıldıyordu işte..Hayatı boyunca hiç vazgeçmedi sevdasından, ne yoksulluk ne de hastalıklar önüne geçemedi hayallerinin. En yakınlarına bile  derdini anlatamadı, anlayamadılar içinde yanan ateşi. Köy yerinden “sinemacı mı çıkar”dı. Toplumun en büyük problemlerinden biri bu değil mi zaten? Farklı olana tahammül edemeyişimiz.. “Benim gibi değilsen yaşamaya bile hakkın yok” algımız. Ne yazık. Hiçbir sinema eğitimi almamasına rağmen birbirinden güzel kısa filmler ve Türk sinemasına hediye gibi gördüğüm “Karpuz Kabuğundan Gemiler Yapmak” filmini bıraktı bizlere. Benim en sevgili çocuğum dediği “Bozkırda Deniz Kabuğu” filminin çekimleri esnasında bu dünyadan göç edip gitti. Tek derdi sinema yapmaktı. Bir ömrü bu uğurda seve seve harcayacaktı, kim ne derse desin.. Hayalleri yarım kalsa da öyle bir hayat yaşadı ki tanımadan ondan çok şey öğrendim kendi adıma. Ve sonunda filmin çekildiği, Uluçay’ın doğup büyüdüğü yere gidebildim. Onun yürüdüğü sokaklarda yürüyebilmek, filmi bir de orada hmek için. “Sinema dünyayı kurtarabilir mi bilmiyorum ama ben neden film yapıyorum? Söyleyecek bir derdim var, söyleyecek bir sözüm var. Bunların çok önemli şeyler olduğuna inanıyorum.” der bir söyleşisinde. Sen bize çok önemli şeyler söyledin Ahmet Uluçay ve biz karpuz kabuklarından gemiler yapmaktan hiç vazgeçmeyeceğiz."

 

 

 İki Genç ile Ahmet Uluçay Hakkındaki Röportajımız; 
"Selam ben Zabit, iki kısa filmim, bir şiir kitabım var, Simav'dan geliyorum. Merhaba ben de Şenay, bir sinema aşığıyım, bu tutkum ve Ahmet Uluçay'a olan ilgim beni Kocaeli'nden buraya getirdi.Ahmet Uluçay bizim için çok değerli bir isim. Kendimize idol aldığımız kişi. Onun hakkında okumadığımız kitap hemen hemen yok gibi. Senelerdir onun kabrini ve ailesini görmek istiyorduk. Bugüne kısmetmiş.
Bizim için Ahmet Uluçay bir beyoğlu berduşu. Kumaşları ve hayata açılan penceresi hep farklı olan birisi. O filmci Ahmet. Sinema için bir çok acıya katlanan adam... Neredeyse sinemayı yeniden icat edecek olan kişi...  Hemşehrimiz.  Abimiz. 
Kendi kısa ve uzun metraj film projelerimiz var. Ahmet Uluçay'ın ise yarım kalan filmini çekmek isterdik. Fakat onu başka kişiler değerlendirdiği için Kuzey Masalı adlı senaryosunu okumak istiyoruz ve kotarabileceğimiz bir metinse, beyaz perdeye aktarmak isteriz.  İlk kısa filmimiz Kiraz Çiçekleri'ni kendisine ithaf etmiştik. Hemşehrim Ahmet Uluçay'a diye. Onu hiç görmedik ama çok özlüyoruz. Bize bir çok şey öğretti. Kendisine vefa borcumuz çok.
Eşi Ayşe hanıma çok teşekkür ediyoruz. Bizi çok iyi ağırladı. Ahmet abi hakkında bir çok anı anlattı. Adeta aile dostu olduk. Sık sık görüşmeyi planlıyoruz.  Mustafa Uysal'a da çok teşekkür ederiz. Filmin tüm mekanlarını bize zaman ayırarak tanıttı. Ve elbette Tuna bey size. Bize çok yakınlık gösterdiniz.  Herkesin Ahmet Uluçay'ı tanımasını  ve buralara gelip kabrini ziyaret etmesini istiyoruz.  Gelmişken Tepecik dondurması yemeden de dönmesinler asla..."

 

#
Yorumlar (0)
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.