Babamı alan martı

Gündem Yayın: 25 Mayıs 2021 - Salı - Güncelleme: 25.05.2021 15:42:09
Editör -
Okuma Süresi: 7 dk.
903 okunma
Google News

 

Kendine özgü çalışmalarıyla çini sanatına yeni bir vizyon kazandıran, dünyaca tanınan, Kütahya'nın meşhur çini ustası Sıtkı Olçar, vefatının 10. yılında kızı Kübra Olçar Erden'in kaleme aldığı Babamı Alan Martı adlı kitapla anılıyor.

 
"RUHUMDA HAPSOLMUŞ, BURUK BİR KELEBEK UÇUYOR, YAKINDIR ÖZGÜRLÜK"Kübra Olçar Erden, hayatının kahramanı olarak belirttiği babası Sıtkı Olçar'ın hayat hikayesini kaleme alma macerasını "Ruhumda hapsolmuş, özgürlüğünü bekleyen buruk bir kelebek uçuyor on yıldır, az kaldı yakındır özgürlük" şeklinde ifade ediyor. Sıtkı Olçar'ın kızı Kübra Olçar Erden'in, 15 Kasım 2010'da vefat eden babasıyla yaşadığı acı-tatlı hiçbir şeyi unutmamak adına yola çıkarak yazdığı Babamı Alan Martı; "Bir Sıtkı", "Bir Dost Sıtkı", "Bir Baba Sıtkı" ve "Bir Usta Sıtkı" başlıklı dört bölümden oluşuyor. Kitapta, yaratıcılığını tarihle ve geçmişin izleriyle besleyen, UNESCO Yaşayan İnsan Hazinesi ödüllü Sıtkı Usta'nın kendisinin dile getirdiği anıları da okurlarla buluşturdu. Babamı Alan Martı'nın kapağında ise Kübra Olçar Erden'in yıllar önce babası için yaptığı yağlı boya martı resmi yer alıyor. Kitabın kapak ve sayfa tasarımları da, aynı zamanda grafik tasarım öğretmeni olan kızı Kübra Olçar Erden'in imzasını taşıyor. 1980 yılından itibaren, özellikle İznik çinileri üzerine çalışan ve kaybolup gitmekte olduğu sanılan Kütahya çiniciliğine yeni bir boyut ve dinamizm kazandıran Sıtkı Usta, farklı dokunuşlarıyla sanatında kendi tarzını oluştururken, kendisine ve sanatına ilham veren Kütahya'dan hiç kopmadı. Kütahya çinilerini tüm dünyaya tanıtan, daima herkesin ilgisini buraya çekmeye çalışan Sıtkı Usta, çiniciliğe farklı bir boyut katarak bu geleneksel Türk el sanatının değerini ülke sınırlarının dışına taşıdı. Geçmişe ait olanı, tarihin damıttıklarını kendi yaratı sürecinde bambaşka bir bakış açısıyla yeniden değerlendiren Sıtkı Usta 1980 yılından, vefat ettiği 2010'a kadar yurtiçi ve yurtdışında çok sayıda kişisel sergi açarak büyük bir hayran kitlesi edindi.

 GELİRİ YARDIMA MUHTAÇ KIZ ÇOCUKLARININ EĞİTİMİNE!

 

Dünyaca ünlü çini sanatçısı Sıtkı Usta'yı, kızı Kübra Olçar Erden'in kaleme aldığı Babamı Alan Martı adlı kitap, Arel Kitap etiketiyle raflarda ve internet sitelerinde okurları bekliyor. Çini sanatına farklı bir boyut kazandıran Sıtkı Olçar'ın tüm sevenlerine ithaf edilen kitabın telif geliri ise yardıma muhtaç kız çocuklarının eğitimine aktarılacak. SITKI OLÇAR HAKKINDA: 1948 Kütahya doğumlu, ataları Selçuklulara kadar uzanan, hem dededen hem babadan ağa çocuğu olan Sıtkı Olçar; önceleri Kütahyalı çinicilerden çini alım satımı yaparak çini sanatına başlamıştır. O zamanların çinicilerine, değişik form ve desen üretmeleri için fikir vermişse de belirli kalıbın dışına çıkmak istemeyen çiniciler tarafından tepkiyle karşılanmıştır. Bunun üzerine, bu değişik fikirlere olumlu yaklaşan bazı ustaları da yanına alarak, 1973 yılında Osmanlı Çini Atölyesi adını verdiği küçük bir atölye kurmuştur. Sıtkı Olçar'ın keşfedilmesi ise; Artisan Sanat Galerisi'nin sahibi Ertan Mestçi'nin, kafasında şekillenen değişik form ve desenleri Kütahyalı çini ustalarına uygulatmak için yolunun Kütahya'ya düşmesiyle olmuştur. Ertan Mestçi'yi, diğer çini ustalarının aksine heyecanla dinleyen, elindeki bütün işleri bırakarak onun değişik fikirleri üzerinde çalışmalar yapmaya başlayan Olçar; arkeoloji, tarih, araştırma ve okuma merakı sayesinde, yaşadığı toprakların çeşitli kültüründen de faydalanarak çiniye yeni bir soluk getirecek ve artık "Sıtkı Usta" olma yolunda ilerleyecektir. Pek çok çini ustasının içinde, Ertan Mestçi'nin hayalindekini anlayan ve bunları hayata geçiren bir tek Sıtkı Usta olmuştur. 1980'lerin başında sergilediği ilk çalışmalarında, geleneksel 16.-17. yüzyıl İznik ve Kütahya çinilerinin uzantısı gibi görülen tabaklar, çanaklar yapmış ve her yeni sergisinde değişik form ve desenlerle kendini aşmıştır. Sanatçı; 16. yüzyıldan beri İznik ve Kütahya'da kullanılmayan mercan kırmızısı rengi üzerinde çalışmalar yaparak, mercan kırmızısına tekrar hayat vermiştir. Cenevre, Cezayir, Madrid, Londra, Tokyo, Osaka, Volos (Yunanistan), Paris, New York gibi dünya sanat piyasasının önemli merkezlerinde açtığı sergilerle önce yabancılar tarafından, daha sonraları ise Türkiye'den de büyük bir hayran kitlesi edinmiştir. 2008 yılında UNESCO Yaşayan İnsan Hazinesi ödülünü alan Olçar, zirveye çıkmanın kolay, fakat orda durmanın zor olduğunu dile getirmiştir hep. "Sıtkı" imzasını yukarıya doğru atmasının sebebi de budur. Onun zirveye çıkışını temsil etmektedir bu imza. Sıtkı Olçar daha sonraları "Çininin Picasso'su", "Çini Dervişi" olarak anılacak ve bir dünya markası olacaktır. Bunun bilincinde olmasına rağmen, sanki bütün bu başarılara imza atan kendisi değilmişçesine tevazuyu elden bırakmamıştır. Sadece sanatıyla değil, yaptığı faaliyetlerle, yardımseverliğiyle, sevecenliğiyle, gösterişi hiç sevmeyişiyle, doğallığıyla, mütevazılığıyla ve en önemlisi "insan" oluşuyla tanınmıştır. O, sevdiği toprakları hiç bırakmamıştır, bu topraklarda var olduğunu ve buraya ait olduğunu düşünmüştür hep. Memleketi Kütahya'yı tanıtmak, şehre hareket getirmek için çeşitli sosyal faaliyetlerde bulunmuştur. Uçurtma şenlikleri, uno, jeep rallileri, motor yarışları… Bu faaliyetler içerisinde gelenekselleşen, 18 yıl boyunca her yaz düzenlediği "Frig Vadisi" kamplarıyla da dikkatleri üzerine çekmiş, toplumsal sorunlarla da ilgilenmiştir. Sorunları yetkililere duyurmak ve insanları bilgilendirmek adına köşe yazıları yazmıştır. Renkli bir kişiliği olan Sıtkı Usta, pankreas kanserine yakalanarak 15 Kasım 2010'da vefat etmiştir.

#
Yorumlar (0)
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.