MHP Milletvekili Adayı Lütfü Bilen’in Cumhuriyet Bayramı Mesajı

    “Türkiye Cumhuriyeti muasır medeniyet seviyesine ulaşmaya çabalayan bir ülke değil, bu seviyeyi zorlayan, hatta şekillendiren en güçlü adaylardandır.”MHP 2.sıra milletvekili adayı AV. Agah Lütfi Bilen, “Türkiye Cumhuriyeti’nin 92. kuruluş yıl dönümü ve 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı” dolayısıyla bir kutlama mesajı yayımladı. AV. Bilen açıklamasın da şu ifadelere yer verdi,
   “ Gücünü milletimizin ortak iradesinden alan Cumhuriyet, milletimizin azmiyle ve büyük bir iman gücüyle gerçekleştirdiği kurtuluş mücadelesinin eseridir.  Milli varlığı sona ermiş varsayılan büyük bir Milletin, Mustafa Kemal Atatürk’ ün önderliğinde  istiklalini kazanmak için; çoluğu-çocuğu, genci-yaşlısı, kadını-kızı,Türk-Kürt-Arap-Laz-Çerkez-Arnavut- Boşnak Tatar-Sünni-Alevi diğer tüm unsurlarıyla verdiği destansı mücadelelerin sonunda büyük bir zafere ulaştığı Kurtuluş Savaşımızı yeni, güçlü bir Devletle ve Cumhuriyet yönetimi ile taçlandırışının 92. Yıldönümünü büyük bir coşku ve mutlulukla kutlamanın heyecanı içindeyiz.    29 Ekim 1923 Tarihinde Cumhuriyet’ in ilanı ve Milletin kayıtsız şartsız egemenliği kabul edilerek bağımsızlık mücadelesinin ruhu ortaya konmuştur. Büyük önder Mustafa Kemal Atatürk ‘’ Hakimiyet Kayıtsız Şartsız Milletindir. Yönetim şekli, halkın mukadderatını bizzat ve fiili olarak yönetmesi ilkesine dayanır. Türk Milleti’ nin öz yapısına ve geleneklerine en uygun yönetim Cumhuriyet yönetimidir’’ diyerek Milletin egemenliğinin esas alındığını ilan etmiştir.  Türkiye Cumhuriyeti önünde uzanan aydınlık yolda, emin adımlarla ilerlemeye devam edecek, benimsediği evrensel ilkeleri muhafaza ederek, çağdaş ve medeni bir yaşamın sadece dünyanın belli bölgesinde yaşayan ülkelerine ait bir değer olmadığını, her insanın dini inancı, ırkı, rengi ve kültürü dikkate alınmaksızın insan onuruna yakışacak şartlarda yaşama hakkına sahip olduğunu savunan ve her platformda mazlum halkların savunucusu olan bir ülke olmuştur. Artık Türkiye Cumhuriyeti muasır medeniyet seviyesine ulaşmaya çabalayan bir ülke değil, bu seviyeyi zorlayan, hatta şekillendiren en güçlü adaylardandır.    İçinde bulunduğumuz konjonktür bize, özellikle yüksek öğretim camiasına ve genelde Milletimizin her ferdine daha fazla sorumluluklar yüklemektedir. Bölgemize ve dünyanın geneline örnek bir yapı ve yaşam tarzı sergilemek ve Atalarımızdan aldığımız mirası gelecek nesillere içinde yaşanılan asrın sorunlarına cevap verecek şekilde geliştirerek ulaştırmak için ayrıştırmaya dönük kışkırtmaların, tezgahların, senaryoların figüranı olmayacak, üzerinde tarihi mirasın sorumluluğunu hisseden, bu günü kavrayan ve geleceğe ışık tutacak ilme, irfana, vicdana ve mücadele ruhuna sahip olacak nesiller yetiştirmek şiarımız olmalıdır. Türkiye Cumhuriyeti ancak bu şekilde ‘’ ilelebet payidar kalacaktır.’’