polyester plastik çember çemberleme makinası ankara acil dişçi plastik çember satış ankara güneş enerjisi islami sohbet almanya sohbet sohbet siteleri mobil sohbet komatsu yedek parça servisi hollanda sohbet belçika sohbet
deneme bonusu veren siteler deneme bonusu deneme bonusu veren siteler
kuşadası escort antalya travesti çorlu escort çerkezköy escort çeşme escort kayseri escort konya escort gaziantep escort fethiye escort bodrum escort bets10 giriş
10 Ağustos 2025 - Pazar

ÖMER FARUK ÖZDEMİR’E BAŞARILAR DİLİYORUM

YENİ ARİFAĞA CAMİİ’NİN FOTOĞRAFI İÇİMİ ISINDIRDI

Yazar - Bülent Alpagut
Okuma Süresi: 18 dk.
306 okunma
Bülent Alpagut

Bülent Alpagut

- 05062218413
Google News
          İLÇEMİZİN 44.KAYMAKAMI SAYIN ÖMER 
         FARUK ÖZDEMİR’E BAŞARILAR DİLİYORUM 
 
 
   Tavşanlı İlçesi; Kütahya’nın  en gelişmiş,sosyal,ekonomik   ve kültürel alanlarda  en göze çarpan ilçesidir.Hatta bir keresinde ANAP Dönemi’nde orta ölçekli il dahi olacaktı. Kulakları çınlasın; bir ara TBMM Başkanı’ydı sayın Doç. Dr. Mustafa Kalemli’nin  memleketi   TAVŞANLI  için  Başbakanlık Arşivinde önemli bir detay ardır. ;”Tavşanlı  için,”tasnif kodu( Meclis-i Vükela) dosya numarası 215, gömlek numarası 22 olup,1919 yılında ilçe yapılmıştır” notu düşülmüştür. Aynı zamanda   ilgili Bakanlar Kurulu’nun kararı  yer alır. 
     Bir başka bilgi de;”Ankara Hükümeti, 25 Mart 1921’de TAVŞANLI’yı ilçe yapmıştır. İlk ilçe kaymakamı  Bursalı Kamil Bey’dir”şeklindedir. 
      Bu da şunu gösterir;  Tavşanlı  bugüne kadar sayın  yeni kaymakamımız( Mülki İdare amirimiz ve en büyük yönetim görevlimiz)) ile birlikte  44. Kaymakamıyle tanışmıştır.  Ben maalesef sayın kaymakamımıza   henüz” hoş geldiniz” diyemedim.Bu yazımla bu görevi yerine getiriyorum. Aldığım bilgiler çerçevesinde zatı alilerinin henüz tebrikleri kabul ettiğini, akabinde de iade-i ziyaretlerde bulunduğunu öğreniyorum.  Göreve 30 Haziran günü itibariyle başlamalarını müteakip,ilçemizin   ileri gelenleri, dernek,vakıf,cemiyet,kooperatif,sendika,oda  ve STK temsilcileriyle tanışmaları kadar doğal bir  durum  olamaz. Kulakları çınlasın eski kaymakamlarımızdan ,halen emekli vali yardımcısı Bekir Sıtkı Hanlıoğlu  ilçeye ilk geldiğinde  daha göreve başlamadan Balıklı’ya gitmiş,ilk çayını yudumlarken etrafındakilerden bazı bilgiler almıştı.  Kulakları çınlasın eski kaymakamlarımızdan halen vali yardımcısı emeklisi H. Hüseyin Yazlık, ilk ilçeye gelişlerinde  merhum Kemal Öğütçü’nün giyim eşyaları satış mağazasına uğramış,burada merhum Zeytinlerin Kemal ile sohbet etmişti.  Ama sayın kaymakamımız merak buyurmasınlar;tereddüt ettiklerinde,herhangi bir konu hakkında benimle konuşabilirler.Çünkü yıllar içinde  Tavşanlı ile ilgili çok değerli bilgilerim var. Merhum ATATÜRK   bile zaman zaman kendisine bazı sorular soranlara.” İsmet Paşa’ya müracaat ediniz” dememiş miydi? Herhalde 88 yaşına gelmiş bir fani için  birçok şey hakkında iyi-kötü  bilgi sahibi olmak kadar doğal bir şey düşünülemez. .Bu  her makam sahibi için  aynıdır. Rutin bir gelenektir.İnşallah bir gün sayın kaymakamımızı ziyaret etmek nasip olur. Kendileriyle bir sohbet imkanımız oluşur.
      Ben,naçizane; 1978 yılında,  İzmir’e geldiğim  tarihe kadar  sayın kaymakamlarımızın,Tavşanlı Kaymakamlığı Protokol Amiri ,törenler komutanı ve sunucu olarak görev yapmış bir devlet memuru,bir öğretmen ve gazeteci ,araştırmacı yazarım. Bana  bu fahri görevi  veren merhum,bir ara vali yardımcısıydı,eski kaymakamlarımızdan,bir ara vali yardımcısıydı,  Salim Çankırı’dır.  Merhum  Salim Çankırı’nın ardından Tavşanlı Kaymakamı  olarak   görev yapan sayın kaymakamlarımızdan  aramızdan ayrılanlarına , Allah’tan rahmet halen ,hayatta olanlarına  sağlık ve afiyetler dilerim.Sayın kaymakamlarımız(ilçemizin en büyük yöneticileri) ;  Mümin Özışık, Necati Karakayalı, Mehmet Fahri Can, Erdoğan İzgi, Nail Taşdelen, Kadim Doğan, Ahmet Ülkü Onursal( Aktuğ),Hasan Hüseyin Yazlık, Cevdet Ekmekçi, İdris Kurtkaya, Şefik Aydın, Nazif Kaya, Bekir Ergök, Hacı Osman Ebiloğlu, Bekir Sıtkı Hanlıoğlu, Mehmet Özmen, Erol Türkmen, Mehmet Suat İlhan, Numan Hatipoğlu,Yüksel Kara  ile  birçok etkinlikte beraber olduk. Sayın Erdoğan Kanyılmaz ve sayın Hayrettin Baskın Beylerle  maalesef  bir araya gelmemiz mümkün olamadı.  Sayın kaymakamımız Ömer Faruk Bey ile de belki   bir araya gelemeyeceğiz ama  kendilerinin her zaman yakın takipçisi,çabalarında en samimi destekçilerinden olacağımın bilinmesini isterim.  Fiziken olmasa da manen beraber olacağız.  23 yılı aşkın mesleğimin yanı sıra fahri  olarak,bir protokol amiri olarak, ilçemizin en büyük yöneticileriyle birlikte olmak beni her zaman mutlu etmiştir
      Kıymetleri eşlerinin de hakim olarak ilçemiz Adliyesine atanmasından  ayrıca memnuniyet duyduğumu ifade etmek isterim. Çünkü ben de  hakimleri bol bir ailenin bireyiyim.Bu arada bugüne kadar Tavşanlı’da eşi hakim olan ikinci en büyük yöneticimiz sayın kaymakamımız olmaktadır.  Kulakları çınlasın  eski kaymakamlarımızdan  sayın Bekir Ergök Bey’in de eşi hakimdi. 
      Bana Hükümet Konağı’nda bir birim yetkilisi  olarak  oda tahsis etmek  isteyen  eski kaymakamlarımızdan (sonra vali yardımcısı oldu) Hacı Osman Ebiloğlu’nu da bu vesileyle saygıyle anmak isterim. Ama tekliflerini kabul etmemiştim.Kendilerine her daim müteşekkirim.Kendilerine     bir öğretmen olduğumu,öğrencilerimin bulunduğunu, okulumdan ayrı kalmak istemediğimi söylediğimde.” Öyleyse  telefonu açtığımda yanımda olacaksın” demişti.İşi tatlıya bağlamıştık. Öğrencilerim benim için  vazgeçilmezdi.  O günden sonra da  odası olmayan bir birim müdürü olarak görevimi titizlikle yaptım.Bir ayağım okulumda,öteki ayağım Hükümet Konağı’nda oldu.  Sayın kaymakamlarımın hep yanlarında oldum.  Sancağı yere düşürmedim.  Yeri geldi milli bayramları yönettim. Açılışları,temel atma törenlerini,karşılama ve uğurlamaları, plaket,taktirname,teşekkür,ödül  verme  merasimlerini  , hoş geldin ve güle güle yemek organizasyonlarını , futbol kulüplerinin sezon açılışlarını,kurum ve kuruluşların sempozyumlarını,konferanslarını, açık oturumlarını,panellerini,genel kurulları yönettim. 33 yıllık  meslek hayatımın birçok gününü  genelde hep ayakta  geçirdim. Binlerce kişiyi  kucakladım. Binlere sarıldım. Gün geldi binlerce kişinin yanaklarından öptüm.İnsanları  hangi görüşte inançta renkte  olurlarsa olsunlar  ayrıştırmadım ve aksine  bir araya getirdim. Tavşanlılıların.” Bülent Hocası” oldum.  Keşke Tavşanlı’da  olsaydım ve sayın ,yeni kaymakamımız Ömer Faruk Özdemir’e de  çabalarında katkım olabilseydi. 
        Sayın kaymakamımız  bana göre şanslı. Çünkü ağzı dualı , hayırsever ,ülkemizin birlik ve beraberliği için çabalayan ,namuslu ve dürüst ,güvenilen insanların yaşadığı bir yerde görev yapacak. Tavşanlılı her sayın kaymakama gösterdiği saygı ve sevgiyi  sayın Ömer Faruk Özdemir Beyfendiye de gösterecektir.Artık sayın kaymakamımız,sevgili Çobanlar, Kovancılar, Yusufeli, Eruhlu,Göynüklü  dostlarına Tavşanlılı dostlarını da  ilave edeceklerdir.  İngiltere, Leicester Üniversitesi’nde  İngilizce dili  eğitimi gören  sayın kaymakamımız  geleceğin Büyük Tavşanlısı için elinden geleni yapacaktır. Bundan böyle Tavşanlı ile birlikte yatacak, Tavşanlılı ile birlikte uyanacaktır. Sayın kaymakamım ;yeni evinize hoş geldiniz. İnşallah  ilçemize uğurlu gelirsiniz,ilçemizin sosyal,ekonomik ve kültürel başarılarında  payınız büyük  olur, Tavşanlı’dan yükselerek ayrılırsınız. Unutulmazlar kervanına katılırsınız….
                       
             29 HAZİRAN 1966  TARİHİNDE   VEFAT EDEN 
             DR. MUZAFFER AKYEL VE BEDRİ ÖNGÖREN’İ
                          RAHMETLE  ANIYORUM                                     
 
 
      Yıllar öncesindeydi…. 29 Haziran 1966 tarihinde  GLİ Merkez Yerleşkesi’nden iki cenaze omuzlar üzerinde  Ulucami’ye kadar taşınmıştı. Dr. Muzaffer Akyal, müessese  doktoruydu.  Bedri Öngören( Kürt Bedri) ise  müessese çalışanıydı.  Merhum Akyel,görevi süresince yüzlerce müessese  çalışanını muayene eden,tedavilerini yapan,ilaçlarını veren, sorumluluklarını üstlenen doktordu. Pratisyendi ama mütehassıs hekimlerin bilgi ve becerileriyle  kendisini yetiştirmiş bir doktordu. Gli Merkezi7ndeki lojmanlarda kalıyordu. 
       Bedri Öngören; GLİ Müessesesi’nin çeşitli kadrolarında çalışmıştı. En çok  sevdiği görev efsane spor elçimiz Linyitspor’un  sorumluluğunu üstlenmesiydi. Öyle ki Linyitspor O’nun gözetiminde şan ve şereflerle dolu yıllar yaşamıştır.  Üstelik  halkımız O’nu(Kürt Bedri ) olarak tanır. Oğulları merhum Veysel, Ferit ve ünlü film ve tiyatro eleştirmeni, oyuncu Vasıf Öngören’in  babalarıydı. O da GLİ Merkezi7nde lojmanda otururdu.
       Sevgili kardeşim Kancı Etem,iyi bilir, Gerek Dr. Akyel ve gerekse Öngören aynı gü içinde geçirdikleri kalp krizleri ardından hayata veda etmişler, müessese camiasını kedere boğmuşlardı.  29 Haziran 1966 tarihinde beni Tavşanı Derecik Köyü’nde müdür yetili öğretmendim.  Cenaze  nhedeniyle izin alarak bu  acı günde müessese mensupları ve aziz Tavşanlılılarla birlikte  üzerime düşeni yapmıştım.  Her ne kadar her iki sevgili insan Asri Mezarlık’ta toprağa verilmişlerse de daha sonr ailelerinin rızalarıyla buradan alınarak memleketlerine götürülüp oralarda   yeniden toprağa emanet edilmişlerdir.  Her iki isim de renkli isimlerdi.  Tavşanlı Halkı bugün bile asla ne sevgili Dr. Muzaffer Akyel’i ne de Bedri Öngören’i,( Kürt Bedri) asla unutmamıştır.  Keşke kabirleri hala bugün Tavşanlı’da olabilseydi.Çünkü Tavşanlılı ağzı dalı insanlar diyarıdır; kabir ziyaretlerinde sadece kendi akraba,dost ve arkadaşları için okumazlar, tüm kabir ehli için de okurlar. Bu bile Tavşanlılıları büyük yapan nedenlerden sadece birisidir. 
       Bakın bir ayrıntıya daha girmek isterim; 29 Haziran 2011 tarihinde bir güzel insan daha bu fani aleme “ elveda “demiştir.Bu insan halmkımızın” Zeytinlerin Kemal” olarak bildiği  bir esnaftır. Bu insan j özelleştirilen Tunçbilek Termik Santralı’nın  en yetenekli ustabaşılarındandır.  Bu insan  Tavşanlı Ticaret ve Sanayi Odası’nda önemli hizmetler ifa eden bir  üst görevlidir. Bu insan konuştuğunda ağzından bal damlayan, konuştuğunu bilen, konuşması dinlenen,hoşsohbet  kardeşimizdir. Bülent Hoca’nın arkadaşıdır. Kemal Öğütçü bugün fiziken aramızda olmamakla birlikte gönlümüzde yerini almıştır.  Kendisini saygıyla,rahmetle anıyorum. 
 
               YENİ  ARİFAĞA CAMİİ’NİN FOTOĞRAFI  İÇİMİ ISINDIRDI
 
                Sevgili Ticaret ve Sanayi Odamızın çalışkan başkanı İ İş insanımız  Davut Efe ile sık konuşuruz. Konuşuruz diyorsam doğrusu telefonlarışırız. Çünkü aramızda   Uşak, Manisa ve İzmir var.  Ben İzmir’in ilçesi Menderes’in bir sahilinde  yazlıkta kalıyorum.  Kızımın evi deprem nedeniyle yıktırıldı. Yenisi yapılıyor. Mecburen  Özdere’de ikamet ediyorum.  Cep telefonu benim can yeleğim. Dünya ile irtibatımı O’nunla sağlıyorum.  7/24 açık bir telefon.  Sevgili   Efe’den Yeni Arifağa Camii ile ilgili bir fotoğraf istedim.  Daha cami bitmedi ama fotoğrafını göndermiş. Sağ olsun. Eğer,Fotoğraftaki gibi olacaksa mükemmel. 
                    Ben yıktırılan eski Arifağa Camii’nin temeline ilk taş atanlardanım.Ne yapalım bu sefer Allah içinde ibadet imkanı versin.  B.enim halen kira evim Akseven Sokak  camile yakın. Bu da beni mutlu eden bir başka neden.   Bakın bu konuda sayın milletvekilimiz Mehmet Demir’e hassaten teşekkür etmek istiyorum.  Duyduklarım,işittiklerim  bana sevgili vekilimizin çabalarının değerli olduğunu anlatıyor.  Teşhis tamamdır. Tedavinin yarısı teşhistir.  Başlamak demek,bir anlamda bitirmek anlamına gelir. Başlanan bir hizmet istisnalar dışında asla yarım kalmamıştır. İnsanımız buna izin vermez. Bu yeni Allah Evi  en kısa sürede halkımızın,Müslüman kardeşlerimizin hizmetine sunulacaktır.   Ayrıca bu yeni caminin bulunduğu çevreye renk katacağına da inanıyorum.  İleriyi görerek hazırlanan proje hayata geçirildikten sonra bir de bunun görkemli açılışı yapılacaktır.  İçimden geçeni saklamaya gerek duymuyorum; Bu yeni Arifağa Camii’nin kurdelasının  kesilmesi sırasında  halen Ankara’da ikamet eden caminin eski imamlarından  İsmail Doğru Hocaefendi  mutlaka hatırlanmalıdır.Çünkü  Arifağa Camii sevgili hocamız İsmail Hocamızla bir anlamda özdeşleşmiştir. 
                      Allah ev yapanlarla,ev kuranlara yardım eder.  Bu cami de Allah’ın evi olacağına göre Rabbimiz bu konuda   hepimize yardımcı olacaktır. 
 
 
 ARTIK  15 GÜNDE BİR ÇIKACAĞIZ (17. YILINDA)
 
 
 
       Yerel Gazete  deyip geçemezsiniz.  Bana göre Yerel Gazete çıkarmak, büyük tirajlı gazete çıkarmaktan daha zordur.  Yıllar içinde  merhum Abdurrahim Börekoğlu  tek başına bir orduydu.  Gazeteye haber toplardı. Köşe yazısını kendi hazırlardı. Gazeteyi dışarıda(ilçe dışında) bastırır,bunları  bir avuç okuyucusuna bizzat kendisi  dağıtırdı.  Gün geldi üç-beş kuruşa bir çocuğa bunları  ulaştırdı. Sağlık sorunları yaşıyordu.  Bu durumda bir gazete çıkarmak aslında mücizeydi . Ama o bunu  iyi-kötü başarmıştı.  Müstakil Tavşanlı  hep haftalık olarak çıktı. 1951 yılında doğdu ve  ve akabinde bir gün:” Harç bitti yapı paydos” diyerek   kepenk indirdi.İşin en acısı  gazetelerin  hazinesi arşividir. Bu arşiv de  artık yok. 
          Daha önce,yani merhum Börekoğlu’ndan önce bu işe soyunan merhum  Kamil Güvenç olmuştur. O da haftalık çıkardığı “ Tavşanlı Postası”nı 17 Haziran 1949 tarihinde( bugün yaşasaydı  bu gazete  76 yaşında olacaktı)  O da tarihin tozlu raflarındaki yerine ulaştı. O’nun da  arşivi  maalesef yoktur. Varsa da bölük-pörçük orada buradadır.  Merhum   Tatar Kamil, gazetesini kendi küçük matbaasında basıyordu. 
          Tavşanlı yıllar içinde  ,Eylül 2007-2008 yılları arasında  Tavşanlı Postası ile ikinci kez buluştu. Bu gazete de  bugün anılardadır. Tavşanlılılar,7 Haziran 1982 tarihinde “ Bizim Tavşanlı Gazetesi” ile tanıştılar. Bu gazete de haftalıktı. Merhum öğretmen-Okul Müdürü- İlköğretim Müdürü Ahmet Körhasan ve ailesinin çabalarıyle  uzun yıllar Tavşanlı’nın sesi,kulağı,gözü oldu. Ama her zaman derim; gazeteler de insanlar gibi fanidirler. Doğar,büyür,yaşar ve  ölürler. 1 Mart 2004 tarihinde bu kez karşımıza  “ Haber Tavşanlı” çıktı. Mart 2022 tarihinde  o da kepenk indirdi.  Tavşanlılı zaman içinde;  2012 ylında kısa bir süre de olsa  bazı yerel gazetelerle tanışmıştır. “ Tavşanlı Kurtuluş”,” Adım”, merhum Özkan Yavuz’un,” Filiz ve Yaprak”,” Boşluk”, “ Çığlık”,” Tavşanlı Haberci”, “Tavşanlı İlan”,” Tavşanlı İl”, gazeteleriyle  oldu.  Değerli kardeşim Selma Kocabaş’ın  “ 2002 yılından itibaren ilçemize kazandırdığı” Tavşanlı’nın sesi” Gazetesi bugün de ayaktadır.  O da ekonomik zorluklar nedeniyle   ayın belirli günlerinde çıkmaktadır.  Gazetecilik riskli meslektir.  Dışarıdan  göze hoş gelir ama aslında dikenli bir gül gibidir.  Fedakarlık ister. Zaman mefhumu yoktur.  Bir avcının yaptığı gibi” Kırk gün taban  atar,bir gün av eti yer”. Yerel gazetecilikte zenginlik yoktur.  Hiçbir yerel gazeteci bugün ülkemizde  parmakla gösterilemez.  Ama yerel gazetelerin ulusal Basındaki gazetelere göre bir özelliği vardır; Yerel gazeteler bir haberi isterse her gün yayımlar. Ama büyük tirajlı bir gazetede bunu göremezsiniz. Yerel gazete  “ Bir kahvenin kırk yıl hatırı vardır” tanımına uyar,vefalıdır.  Taze koyun sütü gibidir, sağlık dağıtır. Şifa verir. Sorunlara daha  çok eğilir.  Yerel gazeteleri ayakta tutan aldığı  REKLAMLAR ve ilanlardır.  Bunlar ekmeğe katıktır. Yazma ve halkı bilgilendirmede altın fırsatlar vardır.Yerel gazeteler bu fırsatları en kısa zamanda değerlendirirler.Halka gerçeği yazmak kadar güzel başka ne olabilir ki?Bugün Tavşanlı’da sadece iki gazete  kalmışsa,bunun bir nimet olduğunun farkında olmalıyız. Çünkü Tavşanlılı  her şeyi anlayamaz. Göremez. İşitemez. Biz gazeteciler,halkımızn duygu ve düşüncelerine tercüman olmaktayız. Bir anlamda elçilik görevi yapmaktayız.  Hani “ Elçiye zeval olmaz” derler ya,..Biz hiçbir zaman haber verme sınırlarını aşmadık. Sadece eleştiri amacıyle duygu ve düşüncelerimizi ifade ettik.  Ağır,sert veya incitici nitelikte de olsa eleştiri hakkımızı kullandık. Bu aslında demokrasinin  vazgeçilmez gereğidir. Biz gazete haberciliği yaptık ve yapıyoruz.  İki yerel gazetemize  nice yıllar diliyorum…..
            Tavşanlı’da halen sevgili öğretmen Tuna İşleyen’in büyük bir fedakarlıkla ayakta tuttuğu “ Tavşanlı Ekspres” ile değerli kardeşim Selma Kocabaş Aydın’ın ve eşinin  ayakta tuttukları” “Tavşanlı’nın Sesi” yerel gazeteleri var.  Bu defa “Tavşanlı Ekspres” te artık 15 günde bir kez çıkabilecek.  Ne kadar ekmek o kadar köfte. Ben sevgili Tuna’ya yine her halükarda,iki elim kanda olsa Tavşanlı için yardımımı sürdüreceğim.  Çünkü benim için her olumsuzluk  Tavşanlı  söz konusuysa teferruattır. Okuyucularım  yazılarımı belki  daha az okuyabilecekler. Olsun. Yeter ki güzellikler eksik olmasın.  Halkımızın  bir elin iki parmağı kadar kalan  yerel gazetelerimize olan ilgilerinin eksilmemesini dilerim. Eğer bu iki gazetemiz de olmazsa  işte o zaman hepimiz Vehbi’nin kerrakesini görürüz.   
 
 
#
Yorumlar (0)
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.
Tüm Yazıları