SAYIN C.SAVCILARIMIZ HAKİMLERİMİZ
SOLUKLANACAK

Bülent Alpagut
- 05062218413 SAYIN C.SAVCILARIMIZ HAKİMLERİMİZ
BİRAZ OLSUN SOLUKLANACAK
Bir hakim-Avukat çocuğu olarak Adli tatil benim için de önemlidir. Çünkü ben Simav Hukuk Hakimi iken meslekten çekilen;Önce Bergama Adliyesi’nde , Çal Adliyesi’nde ve Acıpayam Adliyesi’nde Kozan Adliyesi’nde Hakim Yardımcısı,, Kadirli Adliyesi’nde ve akabinde Simav Adliyesi’nde Hukuk Hakimi Hüsamettin Alpagut’un tek erkek çocuğuyum. Merhum babam Bergama Adlyesi’ndeyken Bursa’dan doğum haberini alır almaz apar-topar Bursa’ya gelmiş. Ben Bursa’da Tophane’de Billurcu Cemal Efendi’nin evinde doğmuşum. Merhum kızkardeşim Ülkü iki yıl sonra Çal’da doğmuş. Ben o sırada iki yaşımdayım. Merhum annem iki küçük çocukla boğuşurken merhum babam beni Çal Adliyesi’ne kundakta götürmüş. Duruşmalarda duruşma salonundaki masanın altında bir beşikte sallayarak anneme nefes aldırmış.Merhum babam anlatırdı; Duruşma salonunda bazen ağlarmışım. Herkes merak içinde birbirinin yüzüne bakıp bu ınga çocuk sesinin nereden geldiğini anlamak istermiş. Merhum babam çaktırmazmış. Bunu niçin yazıyorum? Ben Adliye koridorlarında,savcı ve hakim odalarında, katiplerin yanlarında,mübaşirlerin gözetiminde, çocukluk yıllarını geçiren Bülent Hocayım.
Merhum babam Hüsamettin Bey, İlgili bakanlığın 18 Temmuz 1946 tarihli olurlarıyla meslekten çekilmiş. Yani merhum babam en son Simav’daydı. Sonra öğreniyorum; Merhum babam tekrar Adana İli’ne atanmasını kabul etmemiş. Neden etsin ki? Biz aile bireyleri olarak Kozan ve Kadirli’de akreple, ev yılanıyla,sivrisinekle mücadele veren bir aileydik. Kadirli7de yerde otururken bir akrep tarafından ısırıldığımı ,alel acele doktora merhum hakim babamın sırtında gittiğimi hayal meyal anımsıyorum. Belki garip gelebilir ama, Kadirli ve Kozan’da bazı hocaların bizlere muska yazdıklarını ve bu muskaları zararlılardan korunmak için devamlı taktiğımızı bile bilirim. Böyle bir yere yeniden atanmaya itiraz eden merhum babama.” Ya gidersin ya çakilirsin” denildiğini de çok kez işitmişimdir. Merhum bama çekilmeyi tercih etmiş. Simav’da bir ara kendimizi boşlukta hissetmiştik. 1946 YILINDA Tavşanlı Orman İşlyetmesi merhum müdürlerinden Orhan Bey’in bu arada merhum babama elini uzattığını ve merhum babamı ikna ederek Tavşanlı Orman İşletmesi Avukatı olarak değerlendirdiğini de biliyorum. Yani anlayacağınız; ben ve ailem 1946 yılı ortalarından beri Tavşanlı’da olduk ve Tavşanlılı lakabı olmayan bir aile olarak yaşadık. Şu anda ailemizi oğlum Sinan Alpagut temsil ediyor.o
Merhum babam Orman İşletmesi’nde, Sendikalarda, Hazine’de, Belediye’de avukat olarak ta çalışmıştı. Sonra serbest avukat olarak yaşamını sürdürdü. Ta ki aramızdan ayrıldığı tarih olan 3 Aralık 1981 tarihine kadar. Kütahya Barosu’nun en eski üyelerindendi. Kabri Tavşanlı’da eşi iki kız çocuğu ile birlikte Asri Mezarlık’tadır.
Merhum babam o eski,anormal ortamlarda hizmet veren Adliyelerde çalıştı. Sobayla ısınan Adliye binalarında paltosunun üzerine cüppesini çekerek duruşmalara katılırdı. O eski Adliye Koridorlarını anımsayanlar iyi bilirler; Adliye koridorları sigara dumanından göz gözü görmez duruma gelirdi. Merhum Hakim Emin Bey’in duruşmayı yarı kesener bir hamlede duruşma salonunu terk edip DDY İstasyon Müdürlüğü önüne kadar giderek nefeslendiğini bilirim. Sonra tekrar geri döner ve duruşmaya kaldığı yerden devam ederdi. Allah sigara içilmesini kapalı mekanlarda yasaklayanlardan razı olsun.
Adliyelerin arşivleri de yürekler acısıydı. Ben katiplerin bu arşivlerde sıçanların cirit attığı ortamda nasıl dosya aradıklarını da iyi bilirim. Allah kendisinden razı olsun halen İzmir’de C. Savcısı Cevat Barutçu Tavşanlı C. Başsavcısı iken bugünkü Adalet Sarayı’nı Tavşanlı’ya kazandırırken örnek bir de arşiv odasını hizmete açmıştı. Kendisini saygıyla yadetmek isterim. Artık yeni Adliye saraylarıyla sayın c. Savcısı ve hakimlerimiz ,mahkeme yazıişleri ve İcra müdürlükleri ve diğerleri daha rahat bir ortamda hizmet veriyorlar. Şu anda Tavşanlı Adalet Sarayı’nda en büyük eksiklik mevcut binanın artık kabına sığamadığıgerçeğidir. Üstelik Tavşanlı Adalet Sarayı’nda Ağırceza Teşkilatı da vardır. Kütahya Barosu üyesi sayın avukatlarımızın odaları ise yürekler acısıdır. Yakın bir gelecekte bu odaya sayıları hızla artan avukatlarımız giremeyeceklerdir.Özel günlerde bu odaya ben bile ziyarette bulunduğumda eğer avukat öğrencilerim olmasa ayakta kalabilirim. Sayın C. Başsavcımıza destek olmak zorundayız. Sayın milletvekilimiz Mehmet Demir’in elini bırakmamamız gerekmektedir. Bu Adalet Sarayı hizmet binası her halükarda mutlaka genişletilmelidir. 21 Temmuz- O1 Ekim arasında dinlenme fırsatı bulan sayın Adliye çalışanları ( C. SAVCISI,HAKİM,MAHKEME YAZIİŞLERİ ÇALIŞANLARI VE DİĞERLERİ) yeni Adli Yıl başlamadan önce mutlaka bir nebze umduklarını bulabilmelidirler. Tavşanlı bugün Kütahya’nın en büyük ilçesiir. Belki de geleceğin il namzedidir. Yapılacak en azından bir hamla eski F Tipi cezaevi arsasından başlatılmalıdır. Sayın Adalet Bakanı’nın Kütahya’ya teşrifleri gerçekleştiğinde sayın bakan Tavşanlı’ya davet edilmelidir. Hakim ve c.savcılarımızın normal ortamlarda,huzurlu bir şekilde hizmet verebilmeleri için gereken yapılmalıdır. Bende bir zamanlar savcı amca,hakim amca olarak hitabetttiğim dostların nice hikayeleri var. Ben hukukçu bir ailenin bireyiyim. Merhum dedemin biri hakimdi. Merhum eniştem hakimdi. Merhum dayılarımdan biri c. Savcısı ve hakimdi.Merhum halam avukattı. Dolayısıyle merhum babam da öyle.Hem hakim hem avukattı. Ben Adliyeleri, Adalet Saraylarını severim. Bugüne kadar nice sayın c. Savcısı ve hakimlerle dostluğumuz oldu. Birçoğunun adını bugün dahi anımsarım. Kimisi Hakk’a ulaştı, kimisi bugün emekli ve kimisi de halen görevde. Allah hepsine Hz. Ali kuvveti versin. Hz. Ömer’in postu makamları olsun. Güle güle,huzur içinde bir Adli Tatil geçirsinler.
Yüce Peygamberimiz Hz. Muhammed’in bazı güzel sözlerini bu vesileyle yazmak isterim;”Bir hakim adaletten ayrılmadıkça Allah kendisiyle beraberdir. Adaletten ayrılırsa ,zulmederse Allah O’nu yalnız bırakır. Kıyamet gününde herhangi bir idareci elleri bağlı olarak huzura geldiğinde adil ise adalet O’nu kurtaracak, zalim ise zulmü O’nu felakete sürükleyecektir. Adaletsizliğin (haksızlığın ) karşısında susan dilsiz şeytandır. Adaletli Sultan,yeryüzünde Allah’ın gölgesi ve mızrağıdır. Bir saat adaletle hükmetmek,bir sene ibadet etmekten daha hayırlıdır. En faziletli cihad,adaletsiz( zalim) bir idarecinin yanında O’na adaleti( hakkı) söylemektir. Bir gün adaletli davranmak,altmış yıllak ibadetten üstündür”.
Tavşanlı Adliyesi( Adalet Sarayı) bugüne kadar nice güzel c. Savcısı ve hakimler,ağırceza mahkemesi başkan ve üyeleri ,stajyer hakim ve C. Savcıları gördü. Herbiri bugün Tavşanlılının gönlündedir. Kemal Arıbaş, İrfan Kınay, Nevzat Aygün, Yüksel Aygün, Sıbgatullah Gültekin, Hayati Uçar, Nilgün Uçar, Ahmet Ateş, İbrahim Yılmaz Meral, Emin Ayar, Muhiddin Cenkdağ,Sümer Güner, Davut Usta, Adem Kul, Sabri Beytorun, M. Vehip Akıncı, Bekir Şahiner, Rıza şahin, Ahmet Gürbüz, Halil Adıgüzel, Osman Nuri Güler, Selami Hatipoğlu, Fuat Özsoy, Kemal Esenkaya, Cevat Barutçu, Cemil Erdinç, Ali Yiğin, Şükran Telatar, Ali Demir, Esat Cevheroğlu, Kemal Demirdön, Nejat Sattçı, Fuat Köylüoğlu, Nadir Özsoy, Ali Ulvi Yılmaz, Ahmet Akça, Mefharet Tüzün( Bodrum Hakimi), Şinasi Emiroğlu, Ali Bey( balık avcısı) unutulmazlar arasındadır. Hepsiyle de ayrı bir hukukumuz,dostluğumuz vardı. Güzel insanlardı. Hayatta olanlarına Allah’tan sağlık ve afiyet,aramızdan ayrılanlarına da Allah’tan rahmet,halen görevde olanlarına da huzurlu bir çalışma ortamı diler, Adli Tatilin güzelliklerle taçlanmasını yürekten temenni ederim…..