polyester plastik çember çemberleme makinası ankara acil dişçi plastik çember satış ankara güneş enerjisi islami sohbet almanya sohbet sohbet siteleri mobil sohbet komatsu yedek parça servisi hollanda sohbet belçika sohbet
deneme bonusu veren siteler deneme bonusu deneme bonusu veren siteler
28 Haziran 2025 - Cumartesi

KOCAÇAY NE ZAMAN ACABA GONDOLLARA AÇILACAK

MERHUM ŞEVKET ‘İN KAYIĞI

Yazar - Bülent Alpagut
Okuma Süresi: 9 dk.
103 okunma
Bülent Alpagut

Bülent Alpagut

- 05062218413
Google News


 
     MERHUM ŞEVKET ‘İN  KAYIĞINI YÜZDÜRDÜĞÜ  ADA
  MESİRELİĞİ’NDEKİ  KOCAÇAY  NE ZAMAN  ACABA 
 GONDOLLARA  AÇILACAK
 
  Bakın!  Ada Mesireliği Tavşanlılıların vazgeçilmezlerindendir. Bu mesire yeri yıllarca binlerce Tavşanlılının kahvaltı yaptığı, yemek yediği, oyunlar oynadığı,koşturduğu, balık tuttuğu, sohbet ettiği,bayanlarımızın  gün yaptığı,bulaşıklarını yıkadığı, içine girip yıkandığı, Kayıkçı Şevket’in kayığı’nın insanımızı gezdirdiği ,ünlü güveçlerin tüketildiği,  merhum  halkımızın gazozcu Veli olarak bildiği Veli Abimin,üzerine 15 çocuğu bindirerek geldiği, altına oturduğu  Eğri Sögüt’ün içinde yer aldığı yerdir.  Ada Mesireliği  kadınlarımızın,kızlarımızın,çocuklarımızın güvenle gelip gittikleri  evimizin bir parçasıydı.  Çokgöz köprüsü,  üzerinden geçen araçlara el salladığımız, Çardaklı Mahallesi( eskiden köydü),Tepecikköy( halen belde) sakinlerinin, Göbelli hemşehrilerimizin, Emet’e,   Göbel Kaplıcaları’na gidip gelenlerin  üzerinden geçtiği köprüydü.Bu yaşlı taş köprünün üzerinden yıllarca merhum Ahmet Yumurtacı’nın aile bireylerinin ürettikleri  ünlü Tepecik Kiremit ve tuğlalarını taşıyan kamyonlar geçti.Bu köprüden merhum  Saffet  Karaveyisoğlu geçerdi.  Bu köprüden nice siyaset adamları geçmişti. Nice kurbanlıklar hayvan pazarlarına bu köprüden geçerek ulaşmışlardı.  Ada Köprüsü   restore edildikten sonra bugün artık yayalara tahsis edilmiştir.  Yanına ayrıca bir başka köprü inşa edilmiştir. Ama her ikisinin de altında Kocaçay’ın suları akar.
    Tavşanlı Belediye  Başkanlarının gündeminde her zaman   Ada Mesireliği7nin kıyısındaki  Kocaçay sularının  bir set ile yükseltilmesi ,şişirilen akarsuda  kayıkların ve gondolların  halkımızı  gezdirmesi fikri olmuştur. Ama bu düşünce maalesef gerçekleşmemiştir. Yani icraat yoktur. Ta sevgili Hüsnü Ordu ve Ali İhsan Çakır , M. Zeki  Akcan,Mustafa Güler dönemlerinde  Ada Mesireliği’ne el atılmış,bir ara merhum Tavşanlı7nın fahri hemşehrisiydi BÜYÜK BOTANİKÇİ, AĞAÇSEVER Hayrettin Karaca’nın  dostu merhum Fevzi Coşgun döneminde   Ada Mesireliği için güzel şeyler düşünülmüştü.  Belki bugünün Ada Mesireliği dünün Ada Mesireliği7nden fiziki olarak daha güzelse de eski Ada Mesireliği’nin ruhu maalesef bedende yoktur. 
     İstenildiği taktirde Ada Mesireliği Ege Bölgesi’nde bir Allah’ın gizli bahçesi olabilir,  o hale getirilebilir. Böyle bir malzeme başkalarının elinde olsa inanın en lezzetli tatlıyı yaparlar.  Doğal güzelliğiyle Kocaçay ve çevresi bakire bir kız gibidir.  Bu güzelliği taçlandıracak olanları görmek hepimizin hakkıdır.   Ada Mesireliği’ni halkımızın 7/24 gidebileceği,huzur bulacağı, büyük bir dinlence merkezi konumuna getirmek elimizdedir.   Ben merhum kayıkçı  Şevket’in kayığını en azından bu mesirelikte görmek isterim.Birileri çıkıp ta gondolları getirirse Onlara da saygı duyarım.  Tekrar etmek isterim, istenilirse Tavşanlı Ada Mesireliği’nden Moymul Altına kadar  büyük bir su yolu gelecek kuşaklara bırakılacak en güzel armağan olacaktır.  Tıpkı Eskişehir’deki Porsuk Çayı gibi bir güzergahı Tavşanlılı da pekala yapabilir.  Ama şu iyi bilnmelidir;  Tavşanlı’nın en ortalık yerinden süzüle süzüle Apolyont Gölü’ne dökülen Kocaçay( Adranos)  özenle korunmalı,kirletilmemeli, eskiden olduğu gibi kıyılarındaki eşmelerden eğilip su içilebilecek duruma getirilmelidir.  Yine o görkemli Yayın Balıkları  gecenin bir vaktinde suyun üzerine kadar çıkıp,sıçrayıp,oynayabilmelidir.  Canım Sazanlar, Kasmalar, Mercanlar, Bıyıklılar yeniden oltalara gelebilmelidir.   Kocaçay Tavşanlılılara Allahın bir armağanıdır. Sadece Ada Mesireliği’ni koruyup kollamak ve gelecek kuşaklara bırakmak bile bir hizmettir.  Su Allah’ın insanlara,canlılara en büyük hediyesidir.   Ada Mesireliği’ne bugüne kadar el atan herkese sonsuz selam ve sevgilerimi sunuyorum. Kocaçay kıyılarında  yıllar içinde olta atan merhum babam Hüsamettin Alpagut, Abeş Mustafa, Açkarınların Halil, Karga Ahmet, Belediye Çavuşu Nazım Çavuş,  terzi Seyfettin, Hakim Ali Bey, Hakim Davut Bey, Hakim Emin Bey,  Tellal Hicabi, postacı Necdet, Sahilmuhafaza Zeki,  Trenci Ruhi,  Baba Ali, Bahar Ali’nin ruhları bugün bile Kocaçay kıyılarında dolaşıyor….

                   TAVŞANLI’DA MÜFTÜLER

           Tavşanlı, Cumhuriyetten bu güne tam tamına sayın İlçe Müftümüz Mevlüt Hakan Asan ile birlikte 19 sayın müftü ile  tanışmıştır.  Ama içlerinde en duayen olanı hiç şüphesiz merhum  Ali Rıza Eren olmuştur. Merhum Eren  1936-1966 yılları arasında yani 30 yıl Tavşanlı Müftüsü olarak  yaşamıştır. Çok renkli bir muhteremdi. Merhum babamı çok severdi. Zaman zaman babamın Esiflerin merhum Hakkı Efendi’nin evinin altındaki yazıhanesine gelirdi.  Ben de merhum  avukat babamın  yazıhanesini beklerdim. Çiçekleri sular,yerleri paspaslardım. Gelen müşterilere çay-kahve ve diğerlerini   en yakındaki kahvehaneye gider söylerdim.  Zaman içinde merhum babamın  ihtiyaçlarını alır getirirdim.  Bu vesileyle yazıhaneye gelenlerin anlattıklarını dinlerdim.   Merhum Müftü  Ali Rıza Eren bir keresinde   yazıhaneye geldiğinde,merhum babama selam vermişti. Fakat babam daktilosunun başında meşguldü. Selamı almamıştı. Bir selam daha geldiğinde yine  selama ilgisiz kalmıştı. Kendini demek ki   yazdığı yazıya vermiş olmalıydı.  Ben  merhum müftü efendiye yer gösterdiğim halde ayağını yazıhanenin kapısından içeri atmamış selamda ısrarcı olmuştu. Bir ara  ağzından şu sözler dökülüverdi.”  Dombey  sıçtı,teker geçti; yarısı  bir yana,öte yarısı bir yana ayrıldı. Birazı da sıçradı gitti öteye bulaştı” der demez merhum  babam  söylenenleri ilginç bulmalı ki kafasını kaldırıp,sayın müftüyü görüp “ Ve aleykümselam sayın müftüm” demiş,yerinden kalkıp,özür dilemiş,kucaklaşmıştı. 
            Merhum müftümüz  Ramazan Arslanbaba ile sık sık muhabbet ederdik. Okul dönüşü kendisini Ulucami Karşısındaki eski belediye binasında Müftülükte  makamında ziyaret ederdim.  Bir keresinde  kendisini birisini şikayet etmek için uğramıştım.  O zamanlar Tavşanlı Devlet Hastanesi’nin yanında bir  Sağlık Ocağı inşa edilmek isteniyordu. 1 numaralı Sağlık Ocağı için  halktan para toplanacaktı.  Yanımda iki pratisyen doktor ile birlikte dükkan dükkan esnaftan para toplamaya başlamıştık.  Doktorlar beni öne ittiriyorlar,arkamda kalıyorlardı.  Para istemenin ne denli zor bir şey olduğunu herkes bilemez. Çünkü yeri geldiğinde beklenmedik bir yanıt alabilirsiniz.  Bir esnafımızın dükkanına girip kallavi bir selam vermiştim. Ama merhum esnaf önündeki defterle meşguldü. Selamımı almamıştı. İkinci kez vermiştim. Yine ilgilenmemişti.  Doktorlara işaret ederek “yavaşca dışarı çıkalım “demiştim.Ama bu moralimiz bozmuştu.  Yardım faaliyeti bir süre aksamıştı.  Bu durumu merhum müftümüz Ramazan Arslanbaba’ya mutlaka anlatmam gerekti ve öyle de yapmıştım.  Merhum müftümüz Ramazan Arslanbaba yüzümden  bir şeylere sıkıldığımı anlamıştı. Durumu izah etmiştim. Merhum Arslanbaba  bana hiç unutmam .” Bülent Bey sakın üzülme. Selam alınmıyorsa kendin yavaşca alacaksın.  Belki o esnaf seni duymamıştır. Ama duyduğunu düşünelim, şunu unutma;  ölüler  bir şeyler  veremezler.  Zira ölüdürler”  demişti. 
               Daha nice anekdotlarım var. Tavşanlı Cumhuriyet’in ilanından bu yana yukarıda ifade ettiğim gibi  halen görev yapan müftümüzle beraber 17 müftü efendi görmüştür.  Hiçbirinden  şikayetçi olmadık. Hem de kendilerini sevdik. Haklarımızı helal ettik. Kimisi aramızdan ayrıldı. Kimisi yaşıyor. Örneğin Diyanet Başkanlığı Başmüftülük ünvanı alan sayın Galip Akın Bey ve diğerleri yaşıyor olmalılar. Ama vefat edenler olmuşsa mekanları cennet olsun.  Bu vesileyle  sevcgili müftülerimiz  Halil Zeyrek, Ali Rıza Eren, Rıza Deniz, Ramazan Arslanbaba, Mustafa Kutlu, Kamil Turhan ,Şerif Bedirhan, Necati  Alagöz, Baki Yıldız, Ümit Çmen, Yahya  Polat, Galip Akın, İlyas Gümüş, Mecit Amil ve Hüseyin Aksoy’u   burada anmak isterim. Sayın müftümüzün şahsında tüm müftülük çalışanlarına da sağlık dolu günler dilerim. 


TKİ’ye yük olmayacak. Yani Tavşanlı Linyitspor’da sivilizasyon çalışmaları  meyvasını verecek. Linyitspor,eski görkemli günlerinde olduğu gibi yine Tavşanlı’nın spor elçisi olacak.Bu hareketlilik sayın vekilimiz Mehmet Demir’in çabalarıyla başlamıştır.Ben yeni çevre yolunun da  sevgili Mehmet Demir ile birlikte  hayata geçirileceğine  inanıyorum.  Mehmet Demir oturmuyor ve hareket halinde.  Bir Basın mensubu olarak kendisinin yanındayım. Allah sağlığına zeval vermesin …...    

#
Yorumlar (0)
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.
Tüm Yazıları